hürriyet

4 Mart 2015 Çarşamba

HİÇLİĞİN KIYISINDA


HİÇLİĞİN KIYISINDA- JESSİCA ANN REDMERSKİ
EPHESUS- 467 Sayfa
Orijinal Adı: The Edge of Never

Vikitap: 8.2
Goodreads: 4.32
Amazon: 4.6

ARKA KAPAK

Yirmi yaşındaki Camryn, alışılmışın dışında bir yaşam tarzı düşlemektedir. Fakat başına gelen trajediler bu yaşamı kendisinden zorla çekip alınca, ilk bulduğu otobüse atlayarak varış noktasını bilmediği bir yolculuğa çıkar. Çıktığı bu kendini yeniden keşfetme yolculuğunda, kendisi gibi nereye gideceğini bilmeyen, Andrew Parrish adında biriyle tanışır. Fakat Andrew'un da bazı karanlık sırları vardır…
Andrew yolculukları esnasında Camryn'e kimseye bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi yaşama, en derin ve kuytu arzularına teslim olma sanatını öğretir. Ancak Andrew'un ondan gizlediği sır yolun sonunda kendisini beklemektedir. Bu sır ikiliyi bir araya getirebilecek midir, yoksa onları sonsuza dek birbirlerinden ayrılmaya mı mahkûm edecektir?

"Hiçliğin Kıyısında mı? 'Muhteşemliğin Kıyısı'na ne dersiniz? Çünkü şu anda tam olarak bu durumdayım."
-USA Today-
(Tanıtım Bülteninden)

DEĞERLENDİRMEM

Harika.daha ne söylesem bilemiyorum. Aynı anda iki karaktere birden bayıldığım kitap çok nadirdir. Ama Camryn ve Andrew a bayıldım ve çok yakıştılar. Ne Grinin Elli Tonunun aşırı cinselliği ne Pabucumun Ajanının komik olma çabaları yoktu bu kitapta. İkisi de sıradan tipler. Camryn yaşadığı bunalımdan kurtulup kaçmak için kendini bir otobüse atıyor ve nere gideceğini dahi bilmiyor. Çoğu İnsan hayatının bazı döneminde aklından geçirir kafasında bu düşünceyi ama kimde de cesaret edemez işte Camryn bizim yerimiz bunu yapıyor. Andrew ise babasının ölümünü sanki geçiktirir diye ve kendini dinlemek için binmiştir o otobüse ve birbirlerinin çekimine karşı koyamazlar. Camryn her gün biraz daha kendini açarken Andrew un sakladığı bir sır içini kemirir.. hikayemizi her ikisinin ağzında okumak da ayrı bir keyifti bence. Ben çok beğendim. ve onları bir araya getiren birçok şey gibi müzik.
The Civil Wars ın Barton  Hollo ve Poison and Wine ı mutlaka dinleyin derim. 
Bu sır onları ayırabilecek midir birbirlerinden ?
Onu öyle çok izledim ki yağmurun yağdığını unuttum. Syf 204

Yazarın 2. kitabı The Edge of Always i sabırsılzıkla beklemekteyim artık :) Camryn ve Andrew un ilişkilerine kaldığımız yerden devam edebilcez.

PUANIM: 5

DÜNYANIN İLK GÜNÜ


 Kitabın kapağında kılıç Fatih Sultan Mehmet'in kılıcının resmidir.

DÜNYANIN İLK GÜNÜ- BEYAZIT AKMAN
EPSİLON, 630 Sayfa
Vikitap: 8.8
Goodreads: 4.43

Kostantiniyye elbette fetholunacaktır. “Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.”  

ARKA KAPAK

On beşinci yüzyılda, 19 yaşındaki genç sultan, 
bütün dünyanın kaderini değiştirmek üzereydi... 

Doğu Roma'nın merkezi Konstantinopol'den kaçırılan Alexander, yaşayabilmek için çocukluk aşkından ayrılmak zorunda kalır. Aşkına tekrar kavuşmaya söz veren Alexander, doğduğu topraklara hiç beklenmedik bir şekilde geri dönecektir. Aradığı adaleti başka topraklarda bulmuş ama ilk aşkını hiç unutmamış bir yeniçeri olarak... Aynı tarihlerde ve aynı coğrafyada, kaybettiği sevgili eşinin yasıyla birlikte elçiden çok seyyah olup çıkan İtalyan Alberti Balbi ise el yazması eserler kopyalayıp çoğaltan Müslüman bir kıza, Nilüfer'e vurulur. Alberti'nin, adeta eski aşkının ve yasının doğal bir uzantısına dönüşen bu imkânsız aşkı satır satır döktüğü gizli defteri, gittikçe tarihin en önemli tanıklarından birine dönüşecektir. Zira aynı dönemde, 19 yaşındaki bir sultan, genç Mehmet, sadece Alexander ve Alberti'nin değil, bütün dünyanın kaderini değiştirecek bir olayı, İstanbul'un fethini gerçekleştirmek üzeredir... 

Amerika'da yaşayan genç akademisyen Beyazıt Akman'ın üniversite kütüphanelerindeki kaynaklarla birlikte yerli ve yabancı yüzü aşkın eseri inceleyerek beş yıllık bir araştırmanın ardından yazmaya başladığı İmparatorluk, göz kamaştırıcı bu epikle açılıyor. Manisa'dan başlayıp İtalya'ya kadar uzanan, Gütenberg'den Bellini'ye değin pek çok tarihi simayı bir araya getiren roman, Hıristiyan-Müslüman ilişkilerine ve Doğu-Batı ikilemine dair birçok şeyi yerinden sarsacak. Şövalyelerle yeniçeriler arasındaki çarpışmalar, nakkaşlarla Venedikli ressamlar arasındaki diyaloglar ve kültürlerle yürekler arasındaki gelgitlerle bezeli bu uzun soluklu aşk ve savaş romanı; çok uzun zamandır eksikliği hissedilen renkli ve görkemli bir imparatorluk panaroması sunuyor. Alexander'ın aşkını, Alberti'nin hüznünü ve Mehmet'in azmini film izlercesine, bir solukta okuyacak, bir daha unutamayacaksınız. 

İmparatorluk, Dünyanın İlk Günü'yle başlıyor...

DEĞERLENDİRMEM

Konstantinapol’ ün fethi şekillenirken şehzade Mehmet yetişip sultan oluşuna, azmine ve sabrına tanık oldum bu kitapla. Şubat ayında tarihi kitap türünde okumak için kitap ağacında oy çokluğu ile seçilen kitabımız iyiki bu seçilmiş dedirtecek türdendi ki İstanbul’un fethini hem okumuş hem de filmlerde çokça farklı kurgulamalarla izlemiştim. Bu kitapta tabiî ki sadece Sultan Mehmet’in  azmini okumadık Alberti’nin Türklerin örf adetlerini öğrenişi, aşık olması ve daha birçok duygusunu paylaştık. Alexander’ın Meryem’e karşı yıllarca hiç sönmeyen aşkını da okuduk. Ve İstanbul’un fethini yeniçerilerden tutunda lağımcı, oduncu, çorbacısına kadar birçok kişinin bakış açısından da okumamızı sağladı Beyazıt Akman. 5 yıllık araştırmalarının ürünü çok başarılı buldum ben. Heleki o kadar insanın gözünden bakış açısı takdire şayandı bence.

PUANIM: 5